Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün datalarına nazaran, Adana Karataş’ta 32,2 derece ile Doğu Akdeniz’de rekor sıcaklık kaydedildi. Bu yıl birinci sefer deniz suyu sıcaklıkları 32 derecenin üzerine çıktı. Mersin-Akdeniz Işıklı Şamandıra’da 31,9 derece, Mersin Yenişehir’de 31,6 derece, Hatay İskenderun’da 31,5 derece üzere yüksek sıcaklıklar ölçüldü. Antalya ve Muğla bölgelerinde de sıcaklıklar 30 derecenin üzerinde gerçekleşti. Öbür yüksek sıcaklık noktaları ortasında Kaş, Finike, Alanya ve Silifke yer aldı.
EKOSİSTEM ÜZERİNDEKİ ETKİLER
Geçmiş yıllarda 28 derece bile yüksek sıcaklık olarak kabul edilen Akdeniz’de bu yıl deniz suyu sıcaklıklarının 30 dereceyi aşması, ekosistem için önemli riskler oluşturuyor. Bu yüksek sıcaklıklar, Ege, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde de benzeri formda artış gösterdi.
EGE VE MARMARA’DA REKOR SICAKLIKLAR
Ege Denizi’nde Aydın Didim’de 29 derece, Çanakkale Biga’da 28,6 derece, İzmir Konak’ta 28,5 derece ve başka noktalar rekor sıcaklıklar gösterdi. Marmara Denizi’nde İstanbul Havalimanı Liman Feneri istasyonunda 28,3 derece, Silivri ana mendirek fenerinde 28 derece üzere sıcaklıklar ölçüldü. Karadeniz’de ise en yüksek sıcaklık Giresun Palamut Kayalığı Mahmuz Feneri istasyonunda 28,1 derece olarak kaydedildi.
GELİŞEN DURUMUN GELECEĞİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Prof. Dr. Barış Önol, çok sıcak bir yaz ve sonbaharın akabinde deniz suyu sıcaklıklarındaki yeni rekorlara dikkat çekti. Avrupa Orta Vadeli Hava İddiaları Merkezi’nin varsayımlarına nazaran, Basra Körfezi’nde su sıcaklıklarının 36 dereceye çıkacağı, Akdeniz kıyılarının ise 32 dereceyi bulacağı belirtiliyor. Önol, bu şartların gezegenin geleceği açısından daha büyük zorluklar yaratacağını tabir etti.
DOĞAL İSTİKRAR ÜZERİNDEKİ RİSKLER
Türkiye Tabiatını Müdafaa Derneği (TTKD) bilim danışmanı Dr. Erol Kesici, sıcaklık artışlarının ekosistem üzerinde önemli tesirler yarattığını belirtti. Bu değişimlerin, su, kara ve hava şartlarındaki olumsuz tesirler, ekolojik dengeyi ve canlı çeşitliliğini tehdit ettiğini söyledi. Kesici, sıcaklık artışlarının canlı çeşitlerinin hayat alanlarını değiştirebileceğini, göçlerin ve besin ile oksijen savaşlarının artabileceğini, ayrıyeten virüs kaynaklı hastalıkların yayılma riskinin yükselebileceğini vurguladı. Sıcaklık artışları ayrıyeten su ve besin kaynaklarının azalmasına, ormansızlaşma ve çölleşmeye yol açabilir. Buzulların erimesi, deniz suyunun genişlemesi ve su kaynaklarındaki tuzluluk artışı da ekosistem istikrarlarını bozarak canlıların yok olmasına neden olabilir.